13 Mart 2012 Salı

KORE DİZİLERİNDEN NELER ÖĞRENDİK ??




1. Zengin ve kendini beğenmiş erkekler, paspal, erkeksi ve dobra kadınlara âşık olurlar.
2. Eğer bir kızsanız ve en yakın arkadaşınız bir erkekse, aslında içten içe yıllardır size âşıktır da çaktırmıyordur (kızla erkek arkadaş olamaz diyosun yani… aşkolsun)
3. En iyi arkadaş/kardeş/kuzen/düşman olan erkekler nedense hep aynı kıza âşık olurlar… (Türkiye’de olsa kan çıkardı…)
4. Yolda giderken aklınıza bir şey gelip geri dönmeniz gerekirse trafiğe falan aldırmadan olduğunuz yerde U-dönüşü yapabilirsiniz. Nedense karşı şeritten gelen trafik, ya da U-dönüşü yasağı gibi şeyler böyle durumlarda işlemez!
5. Bir lokantadan hesabı ödemeden kalkabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey birini tokatlamak ve gözyaşları içinde dışarı fırlamaktır (sizin hesap da muhtemelen tokatlanan zavallıya girecektir…)
6. Birisi hastalanırsa muhakkak kanserdir (bizde bu verem olarak tezahür eder… en azından eskiden öyleydi…)
7. Yağmur yağarken dışarı çıkarsanız (özellikle üzgün bir halde altında 5 dakika yürürseniz) kesinlikle grip olursunuz. (Sonra da esas oğlan/esas kız başucunuzda soğuk kompreslerle ateşinizi düşürmeye çalışır durur…)
8. Hasta olduğunuz (ya da çok içtiğiniz) zaman erkek arkadaşınız sizi sırtında taşıyarak hastaneye yetiştirir (eve götürür). Nedense taksi çağırmayı/otobüse binmeyi/otostop çekmeyi akıl edemez (Kore’de âşık olmak zor iki gözüm…)
9. Koreliler denize/havuza/okyanusa elbiseleriyle girerler
10. Zenginseniz, adinin önde gidenisinizdir.
11. Fakirseniz melek gibisinizdir.
12. Erkek kardeşiniz tam bir maldır. Tipsiz, tembel, sorumsuzdur ve sizin üzerinizden asalak gibi yaşar. (aynı şeyi fakir kızın babası için de söylemek mümkün bence)
13. Burnunuz kanamadıysa yeteri kadar sıkı çalışmıyorsunuz demektir!
14. Eğer burnunuz kanıyorsa mutlaka kansersinizdir. Ve hayatınızı kurtaracak ameliyat için yeterli paranız yoktur. Ve karaciğeriniz yerinde değildir! Doktorlar karaciğerinizin nereye gittiği hakkında kesin bir şey söyleyemezler, ama onun yokluğu kanserinizi hızlandırmaktadır (lebron james, evet… )
15. Bir cafe’ye gittiğinizde ya portakal suyu ya da kahve sipariş edersiniz. Ve asla içmezsiniz. ASLA!
16. Eğer iki kişi gizli bir mesele hakkında konuşuyorlarsa, kapıyı azıcık açık bırakırlar ki üçüncü biri kulak misafiri olup entrikalar çevirebilsin! (Allah’ııııım, bu olay Türk dizilerinde de kusturacak kadar mevcut!)
17. Amerika’ya giderseniz mucizevi bir biçimde başarılı olarak dönersiniz. İngiltere’ye giderseniz acayip derecede cool, moda ikonu olarak dönersiniz. Kore’de kalırsanız değişen tek şey saç stilinizdir (ehu )
18. Ve tabii ki, Kore’ye dönme sebebiniz, kanser olmuş olmanızdır!
19. Herkes, nerede olursa olsun, aynı hastaneye gider. (tesadüflerin boku çıkarılır, evet… bizde de öyle. koskoca İstanbul’da herkes birbiriyle karşılaşır durur…)
20. Yiyecek yemeği bile olmayan fakir birisi bile olsanız, hiçbir zaman aynı kıyafeti ikinci kez giymezsiniz! (anaaa, küçük kadınlar! )
21. Fakir bir çocuğu oynuyorsanız, yüzünüz her zaman kirli, saçlarınız darmadağınıktır.
22. Eğer birini araba çarpmasından kurtarmak istiyorsanız, onu yoldan iter ve arabanın size çarpmasını beklersiniz (ahaha )
23. Herkesin çoook zaman önce kaybettiği bir kardeşi/ikizi/kuzeni vardır.
24. Eğer sevgilinizin çağrısını cevaplamak istemiyorsanız, telefonu sadece kapamak asla yeterli değildir, üstüne bir de telefonunuzun pilini çıkarmak zorundasınızdır..
25. Bütün Koreli erkekler çok sağlam içerler, süper sesleri vardır ve deli gibi piyano çalarlar. Kız arkadaş, sevgilisinin akşam yemeği için gittikleri piyanosu olan bir restoranda kimseden izin filan almadan başına geçtiği piyanoyu çaldığını görünceye kadar erkek arkadaşının bu yeteneğinden haberdar değildir…
26. Eğer bir sevgiliniz varsa, mutlaka ama mutlaka günün birinde ülkeden ayrılmalısınız. Uçağınız tam da kalkmak üzereyken sevgiliniz gelir, %60 olasılıkla sizi son anda durdurur. Geri kalan %40 olasılıkla ise, birbirinizin yanından yaklaşık 6 sefer geçer, ama birbirinizi görmezsiniz!
27. Bir uçaktan iniyorsanız, mutlaka güneş gözlüğü takmanız lâzımdır!
28. Bütün erkekler korkunçç eşofmanlar giyer ve fermuarı çenelerine kadar çekerler. Yapacakları şey sadece ip atlamak bile olsa…
29. Kızlar çok kızdıkları zaman öfkeyle bulundukları yeri terk etmeye niyetlenirler. Ama erkek her seferinde soğukkanlı bir biçimde kızı kolundan tutup sertçe kendine doğru çevirerek gitmesini engeller. Bunu yaparken kızın omzunun nasıl olup da çıkmadığı merak konusudur…
30. Eğer trafik kazasında başınızı vurursanız hafızanızı kaybedebilirsiniz. Fakat üzülmeyin, başınızı ikinci kez vurunca hafızanız yerine gelecektir (Eski Türk filmlerinde böyle durumlarda hafızanıza bişi olmaz, ama kör olursunuz… Yine ikinci bir darbeyle gözleriniz açılır )
31. Sürprizler HER ZAMAN ters teper.
32. Bir asansör sahnesi ve bir tuvalet sahnesi mutlaka olacaktır: Her defasında da öldüresiye nefret ettiğiniz kişiyle asansörde mahsur kalır, ya da tuvalette karşılaşırsınız.
33. Tuvalette en nefret ettiğiniz kişiyle karşılaştıysanız, muhtemelen yanlışlıkla erkekler tuvaletine girmişsinizdir! (ahahaha )
34. Acayip derecede zengin değilseniz, kayınvalideniz/kayınpederiniz sizden nefret eder.
35. Görümceniz de öyle.
36. Kayınbiraderiniz sizden hoşlanıyor olabilir. Hatta muhtemelen o da size âşıktır…
37. Sadece iki çeşit öpüşme vardır: Ya dudaklarınız sımsıkı kapalı halde karşınızdakinin dudaklarına bastırılır; ya da karşınızdakinin canını alır gibi sertçe ve ateşli bir biçimde öpüşürsünüz! Her iki durumda da başınız döner.
38. Eğer araba bozulmuş ya da benzini bitmişse, in-cin top oynayan bir dağ başında mahsur kalmışsınız demektir. Üstelik telefon da çekmemektedir! En yakın medeniyet bölgesine kadar 15 santimlik topuklarınız üzerinde 15 kilometre yürümeniz gerekir…
39. Eğer otelde kalacaksanız, muhakkak yalnızca bir tek boş oda kalmıştır. Bu odanın da tek bir yatağı vardır…
40. Eğer birlikte çok büyük engelleri aştıysanız, aranızdan biri ölmek zorundadır. Muhtemelen kanserden.
41. Bir kız ve bir erkek birlikte otobüse binerlerse, en arka sıradaki koltuklarda, sağ cam kenarında otururlar. Aynı yerde oturan yalnız bir kız/erkekse sevgilisiyle birlikte otobüs yolculuğu yaptığı başka bir an’ı hatırlar…
42. Bir adam tek başına 6 gangsteri birden dövebilir. (Japon dizilerinde bu sayı 20′ye çıkar. Evet…) Onlar da ne hikmetse adamın çevresinde bir çember oluşturur ve teker teker saldırırlar. En sonunda adamımız dayak yemeye başlar ve dövüşmek için içinde bulunulan terk edilmiş deponun tozlu yerlerine kanlar içinde yığılıverir. Bu arada esas kız da sadece olayı izleyip çığlık atmakla meşguldür. 119′u aramak aklına bile gelmez. Ama üzülmeyin, problem yok: Ertesi gün esas oğlan sadece yüzünde birkaç yarabandı ve kolunda bir bandajla görünecek, kısa sürede iyi olacaktır. Hatta o kadar dayağa rağmen gözü bile morarmayacaktır!
43. İyi kızlar araba kullanamaz. Kötü kızlar kullanabilir. İyi kızlar, araba kullanabildikleri durumda o kadar berbat şoförlerdir ki, nasıl olup da ehliyet alabildikleri merak konusudur.
44. Zenginler bahçe duvarlarıyla çevrili büyük malikanelerde yaşarlar. Fakirlerse, Seul’ün downtown’nunda, büyük binalar arasında kalmış derme çatma evlerde/kulübelerde ikamet ederler.
45. Kore’deki okullar çok kötüdür. Başarılı olmak için yurtdışında bir okula gitmek gerekir.
46. Eğer ABD’de okuyorsanız (ki muhtemelen okulunuz Harvard’dır) okulun en iyi öğrencileri arasındasınızdır ve İngilizce’niz süperdir. Fakat neden ekran başındakilerin bu süper İngilizce’nizle söylediğiniz sözlerden bir bok anlamadığı sorusu beni aşar…
47. Eğer bir erkek banyodan üzeri (sadece göğüs kısmı) çıplak çıkıyorsa ve sizinle karşılaşmayı beklemiyorsa, siz ona bakınca gözlerinizi kapatıp çığlık atarken o da aynı anda göğüslerini (evet, göğüslerini!) kapatacaktır!


Sadece bu kadar mı? Tabii ki hayır! İşte benim aklıma gelen 10 madde daha:

1. Yakışıklı ama uyuz bir herifle tesadüfen ve muhtemelen komik bir biçimde tanıştıysanız ve tanıştığınız anda ondan nefret ettiyseniz geçmiş olsun: Müstakbel kocanızı buldunuz demektir!
2. Size bir iyi bir de kötü haberimiz var. Önce kötü haber: Gizliden gizliye hoşlandığınız iyi kalpli ve yakışıklı erkek var ya. İşte onu unutun. Asla onunla birlikte olamayacaksınız. Ama bir de iyi haber: Evde kalmayacaksınız! Bakınız 3. Yakışıklı ama uyuz herifin mutlaka ama mutlaka über, süper, hiper güzel ve başarılı eski bir kız arkadaşı vardır. Ve bu kız, yakışıklı ama uyuz herifle yıllardır ayrı olduğu halde onu unutamamıştır. Ayrıca tam da siz yakışıklı ama uyuz herifin aslında o kadar da uyuz olmadığını düşünmeye ve ona karşı bir yakınlık hissetmeye başladığınız zaman bu eski sevgili çıkagelir.
4. Kayınvalideniz sizden nefret eder (bkz. varms’ın maddeleri madde no: 34), ama nedense bu eski sevgiliyi pek bir sever. Eski sevgiliyle işbirliği yapıp yakışıklı ve uyuz sevgilinizle (artık sevgili oldunuz varsayıyorum) ikinizi ayırmak için entrikalar çevirmekten de geri durmayacaktır.
5. Eski sevgili insafa gelip sizi birbirinize bıraksa bile kaynananın planları bitmemiştir: Eğer yakışıklı ve uyuz sevgiliniz üstüne bir de zenginse (ki bu, yüzde 99 ihtimalle böyledir, hatta ve hatta sahip olduğu şirket Kore’nin en büyük üç şirketinden biridir), kaynana: “şirketimiz batmak üzere! onu kurtarabilmek için son çare senin bilmemne grubunun kızıyla evlenmen!” deyip yakışıklı ve uyuz sevgilinizi anlaşmalı evliliğe zorlar. Ülkenin top 3 şirketinden biri olan bu şirketin nasıl olup da batmak üzere olduğu, hadi batmak üzere olduğuna inadık diyelim, bir evlilikle nasıl kurtulacağı merak konusudur! (Bu arada zaten Koreli zengin çocukları %98.7 oranda böyle ticaret anlaşması gibi evlilikler yaparlar. Evet…)
6. Kore’de görücü usulü çok yaygındır. Görücü usulü evlenmek için bir otel lobisinde takım elbiseyi çekmiş adamlarla karşılıklı meyve suyu içerek muhabbet etmek gerekir. Görücüyle görüşmenizin tam ortasında yakışıklı ve uyuz sevgilinizin aynı otele gelmesi ve sizi görmesi olasılığı yüzde 93.2′dir.
7. Yakışıklı ve uyuz sevgiliniz sizi bir başka erkekle konuşurken görünce bir hışım kolunuza yapışıp sizi kolunuzdan çeke çeke götürürse “höst! ayı mısın ulen?” dememeniz gerekir. Aksine, bu durumu son derece makul karşılamalı ve ayağınızda onbeş santimlik topuklularla onun hızına yetişmek için koşturmalısınız.
8. Esas kızsanız, her daim açsınızdır. Esas oğlan size yemek ısmarladığı zaman onun payını bile yersiniz. Üstelik bunu gayet hayvani tavırlarla yaparsınız. (Kore’de yemek yerken ağzı dolu dolu konuşanlara “oha, hayvan” denmez. Aksine, “ne şeker, ne samimi kız” denir.) Ayrıca ne hikmetse, o kadar yemek yediğiniz halde daima çöp gibi ipinceciksinizdir.
9. Esas kızsanız ve erkek kılığına girdiyseniz, göğüslerinizi sarmanız yeterlidir. Kimse “Bu çocuk yirmi yaşında olduğu halde neden hiç bıyığı yok? Neden hiç kası yok? Lan hepsini geçtim, neden adem elması yok??” diye sormaz; kız olduğunuzu anlamaz. Ayrıca erkek kılığındaki esas kızsanız mutlaka en az bir kişiyi (ki bu, büyük ihtimalle yakışıklı ve uyuz esas oğlan olacaktır)hamamda çıplak görmeniz gerekir.
10. Esas erkekle bir sebepten (anlaşmalı evlilik, kontrat, tesadüf, erkek kılığına girmiş olmaktan mütevellit aynı yurdu paylaşma vs.) aynı evde yaşamak zorunda kalmışsanız mutlaka birinizden biri diğerini çıplak görecektir. Bu Allah’ın emridir.
alıntıdır...