24 Nisan 2012 Salı

SKİP BEAT -- Extravagant Challenge



Extravagant Challenge yani diğer adı ile skip beat bir animeden uyarlama tayvan dizisidir şuana kadar 15 bölüm yayınlandı çoğu kişi 2. sezonunun olduğunu söylese de ne zaman çıkar bilinmez...

konusunu geçmeden önce kendi düşüncelerimi söylemek gerekirse eğlenceli bir dizi olmuş özellikle başroldeki kızın saçma hareketleri filan şirinlik katmış . aynı zamanda tanıdık kore sanatçıları olduğu için pek yabancı gelmiyor ama bir türlü şu konuşmalarına alışamadım sanki kulak tırmalıyor gibi çok itici geliyor bana , bu yüzden ilklerde izlememek için dirensem de en sonunda dayanamayıp izledim :)
şuana kadar sadece 10 bölüm türkçeye çevrildiği için diğer bölümlerde ne olacağını bilmiyorum :)







KONUSU....,


Adı: Extravagant Challenge (R Hua Li De Tiao Zhan )
İngilizce Adları: Extravagant Challenge / Skip beat
Tür: Romantik, Komedi
Ülke: Tayvan ve Kore
Bölüm Sayısı: 15
Yayınlandığı kanal: GTV/FTV
Oyucular:
Ivy Chen
Choi Si Won
Lee Dong Hae
Konusu: 16 yaşındaki Gong Xi müzik dünyasında büyük bir yıldız haline gelmeye çalışan erkek arkadaşı Po Shang'a destek olmak için tüm hayatını ona adar. Ancak Bu Po Shang için Gong Xi farklıdır. Bir gün aniden Po Shang,Gong Xi'dan ayrılır. Gong Xi'de ondan intikam almak ister ve eğlence dünyasına girip ondan daha başarılı olmaya karar verir. Ajansta başarılı bir oyuncu olan Dun He Lian ile karşılaşır. Dun He Lian , Gong Xi'yı daha başarılı olması için teşvik eder. Bu arada Po Shang da Gong Xi'yu geri kazanmaya karar verir. Gong Xi nasıl bir intikam istemektedir??

alıntıdır.(yeppudaa)











spoiler içere bilir :)


KARAKTERLER



Gong Xi


Tüm hayatını Bu Po Shang'ı mutlu etmek için çabalamıştır resmen .Bu Po Shang ile birlikte büyümüş ancak Bu Po Shang onu hizmetçi gibi görmektedir .küçüklükten beri Bu Po Shang 'ı sevmiştir taki
Bu Po Shang ünlü olduktan sonra onu istemeyip arkasından onun hakkında dediklerini duyduktan sonra içindeki bütün şeytanlar dışarı çıkmıştır ( en sevdiğimde bu küçük şeytancıklardı ya çıktıklarında insanlar filan hemen ürperiyorlardı )
Bu Po Shang'ın dediklerini duyduktan sonra intikam için ünlü olmaya karar vermiş ve Dun He Lian 'ın da bağlı oluğu bir şirkete girer . ve olaylar gelişmeye başlar ...




Dun He Lian

İşinde bir numaradır kendileri :)
bir numara olmasına rağmen işini ciddiye almayan birini gördüğünde  ne olursa olsun azarlamadan bırakmaz .
en çok aranan oyuncudur .oyunculuğu o kadar iyiki karşısındakini bile yönetiyor :)
ülkenin en iyi starıdır aynı zamanda da Bu Po Shang onu rakip olarak görmektedir (hoş o daha Bu Po Shang ı tanımıyordur bile ... ne gülmüştür bu sahnede gong xi  ,Bu Po Shang dan bahsettiğinde tanımadığı için internetten bakmıştı :) )





Bu Po Shang


yeni yeni star olmuştur. star olduktan sonra bir havalar bir havalar arada dövesim geldi valla ..:)
o sıcak yatağında yatıp  hayranları ile uğraşa koysun gong xi arkasından ne intikam planlar yapıyor haberi yok :D

                  Bu Po Shang   ailesi ile kavga ettikten sonra gong xi 'yide alıp ünlü olmak için evden kaçar . ancak gong xi 'yi sadece evini temizlesin o sanatçı olmaya çalışırken ev kirasını ödesin diye yanında getirmiştir .





şu pembe eşofmanlarda ayrı bir komediydi ya tamam pembe neyse de birde parlıyordu :))

12 Nisan 2012 Perşembe

Neden Hep En Yakınımızdakileri Üzeriz ...?





İnsan bazen hayatında hiç istemediği şeyleri yapar fakat ben bu hafta çok kötüydüm bütün arkadaşlarımı üzdüm iki haftadır kendimde değilim bu sıralar moralim çok bozuk ve ben moralim bozukken çok kötü oluyorum aynı zaman da bunun üstüne sinirli olmakta eklenince çok kötü istemediğim şeyler yapabiliyorum ....

Ben bile kendime sinir oldum ...

arkadaşlarımı çok seviyorum ben bile kendime katlanamazken arkadaşlarım bana nasıl katlandılar anlamadım . Bu yüzden onları çok seviyorum onlar benim her şeyim .

İnsanlar neden en yakınındakileri hep daha çok üzerler ki bende dahil olma üzere çoğu insan böyledir her zaman en yakınımızdakilere kızarız yada onlarla kavga ederiz.

Bunun cevabını hiç düşündünüz mü ... ben bu sıralar sürekli düşünür oldum
Belki de bizde onların bizi koruduklarını bize kızmayacaklarını bildiğimiz için böyledir ...yada sadece onlara yakın olduğumuz için böyledir..




GEÇEN BİR SİTEDE GÖRDÜĞÜM DOSTLUK İLE İLGİLİ BİR YAZIYI PAYLAŞMAK İSTİYORUM
(alıntıdır)

DOSTLUK
Böylesine soyut bir kavramı nasıl açıklayabilirim? Bir kutu olsa açar içine bakardım. Ama değil ki!
Acaba metre, kilogram ya da başka bir ölçekle ölçebilir miyim dostluğu? Büyüteçle ya da dürbünle baksam görebilir miyim?
Satın almaya kalksam kaç lira isterler? Aklı sömürgeleşmiş kişiler dolar mı isterler, euro mu? Satan var mıdır? Alınan satılan bir şey dostluk olabilir mi?
İnsanların terörle yatıp, krizle kalktıkları, günün yorgunluğunu Irak halkının üstüne atılan bombaları izleyerek (sadece izleyerek) geçiren bir dünyada dostluğun önemini size nasıl anlatırım?
Lütfen söyleyin bana; onu size anlatmak için nasıl bir yöntem kullanmalıyım? Üstelik Orhan Veli “kelimelerin kifayetsizliği”ni söylemişken!..
Acaba dostluk kavramını başka kavramlarla ilişkilendirerek mi anlatsam?
Örneğin, dostluk ve yardımlaşma; “dostum bana yardım eden bir kişidir” desem... Yani benim sömürdüğüm bir kişi, benim işime yaradıkça “dostum” deyip sonra unuttuğum bir kişi! Olabilir mi?
Bu durum dostluğu çıkarcılığa indirgeyip basitleştirmek olmaz mı? Arada sırada ben de ona yardım etsem... Peki bu bir alışveriş olmaz mı?
Öyleyse nasıl anlatayım size?
Yoksa dost, benim sırlarımı ya da dertlerimi depolayan bir sır küpü müdür? Benim kendime saklayamadığım şeyleri taşıyan bir hamal mı?
Dostluk emekle büyüyen bir şey mi? Bankada para biriktirir gibi emekle dostluğu büyütmek “sonra onu bir yerlerde kullanırım” diye öyle mi?
Bunlar benim anladığım anlamda dostluk değil, dostluk olamaz.
Öyleyse nasıl anlatayım size? Dostluğu karşıt anlamlı sözcüklerle mi ilişkilendirsem? Örneğin dostluk ve düşmanlık, kin, nefret, bencillik, ihanet...
Hayır, bunu yapmamalıyım. Bu erdemli kavram bu kötü anlamlı sözcüklerle yan yana gelmemelidir.
Durun , bi dakika….
Yoksa dostluk size hiçbir karşılık beklemeden değer veren, sizi seven, sizin her türlü iyiliğe ulaşmanızı isteyen birisine, hiçbir karşılık beklemeden, değer vermek, sevmek, onun her türlü iyiliğe ulaşmasına yardım etmek olabilir mi acaba?
Gördüğünüz gibi dostluk o kadar büyük ve erdemli bir kavram ki, onu size anlatamadım. Kusuruma bakmayın...
(Ayça Deniz ÇINAR)

6 Nisan 2012 Cuma




Arkadaşlar geçen gün internete dolanırken bu tespiti gördüm ... ve sonra sizinle paylaşmak istedim adamlar gerçekten de bizi bizden iyi tanıyorlar ne diyelim :D


BİR JAPON TESPİTİ   
>Bir Japon, İstanbul 'da geçirdiği bir haftanın sonunda fikri sorulduğunda
şunları  söylüyor:

>Türkler'in evine gittiğinizde, tanımasalar da buyur ediyorlar.

>Siz oturmadan kimse oturmuyor.

>Siz sofraya geçmeden kimse geçmiyor.

>En iyi yere sizi oturtuyorlar.

>Siz yemeğe başlamadan kimse başlamıyor.

>Zorla her yemekten tattırıyorlar.

>Siz kalkmadan kimse, evin çocuğu bile sofradan kalkmıyor.

>Çay, kahve, meyve, ikram bitmiyor.

 >Herkes sizi rahat ettirmek için uğraşıyor.

>Kumandayı elinize veriyorlar. Sırtınıza, altınıza yastık konuyor.

>Yorgunluktan ölseler bile siz kalkmadan kimse gidip yatmıyor.

>Gitmeye yeltendiğinizde bu kez bırakmıyorlar. Yataklarını veriyorlar,
kendileri kanepede, koltukta yatıyor.

>Sonra evden çıkıyorsunuz aynı adamlar 180 derece değişiveriyor.
 >Herkes arabasını üstünüze sürüyor.

>Arabanın burnunu çıkarmazsanız kimse yol vermiyor. Kornalar, küfürler.

>Şerit değiştirmek bile mümkün değil. Yayaysanız ışık olmayan bir geçitten mümkünü yok geçemezsiniz.

>Evde öyle, arabada böyle, nasıl oluyor? Bu isi çözemedim....

ALINTIDIR.. (wephattı.com)

1 Nisan 2012 Pazar

BUNLARI OKUMADAN YGS'ye girme evlat :)




BUNLARI OKUMADAN YGS'ye girme evlat !


1-Sınava yeterince çalışmadan girdiyseniz muzice beklemeyin, olmayacak o iş söyleyeyim.
2-Sınava kadar deneme sınavlarında hangi yolu izlediyseniz sınavda da öyle yapın, dershanede türkçe-matematik-fen-sosyal şeklinde yaparken sınavda fantezi olsun diye fen-matematik-türkçe-sosyal şeklinde yapmayınız.
3-Türkçe'de bazı paragraf soruları çok güzel oluyor. boşuna "beğen" butonu aramayın. sınavdasınız sınavda. reel ile yüzleşin. aloo kime diyorum?
4-Sabahları çok su içmeyin.. malum.mümkünse sınava suyla girin
5-Yapamadığınız sorularla vakit kaybetmeyin yani ya benimsin ya toprağın deyip inatlaşmayın soruyla...
6-"Töder/özdebir'de yaptığın puanı yapıyormuşsun aabi" yalanına inanmayın.
7-Bu sene sınavı tübitak hazırlıyomuş yalanına kendinizi inandırmaya çalışmayın , aşın biraz kendinizi daha yaratıcı şeyler bulun ona inanın,gidin adam akıllı çalışın ya da en iyisi.
8-Geometri sorularında dik inmelerini canı gönülden tavsiye ediyorum,acımayın yani
9-pi'yi 3 alın,sürtünmeleri önemsemeyin.
10-Oraya gidin ve onlara neler yapabileceğinizi gösterin
11-Çıkmış sorularla uğraşmayın. onlar çıkmıyo bir daha.
12-Tıp fakültesini kazanacakmış gibi girip kaldırım mühendisliğini kazanmış gibi çıkın!
güvenerek girin rakiplerinizin psikolojisi bozulsun! üzgün çıkın, kötü geçti sansınlar ve dalga geçsinler! sonra da sonucunuzu suratlarına fırlatın rezil olsunlar
13-Dışına taşırmayın.
14-Kameraların kayıtta olduğunu unutmayın.
15-Merak etmeyin, ygs de siz ona gireceksiniz diye en az sizin kadar heyecanlı.
16-Kalemler çabuk köreldiği için iki tarafını birden açın. alın size 4 kalem.
17-Mideniz bulanır ve kusacak olursanız kimseyi umursamadan eğilip zemine kusun.öyle lavaboya falan gitmeyin sakın geri gelemezsiniz,ha bir de cevap kağıdınızı iyi koruyun.ıslanmasın sakın “şeyle”..
18-Benim kişisel isteğim ; daire sorularının yanına "sisteminizide aha böledir, hepiniz bölesiz oglim" diye not yazın.
19-Allah'ın emri iki şık arasında kalacaksınız. gözünüze en şık gelen şıkkı işaretleyin. mesela c'dir genelde cevaplar... benim bir hayvan arkadaş gibi beş şık arasında kalırsanız çıkın sınavdan, boşuna kasmayın..
20-Coğrafya'da ülkelerle ilgili bişi sorulursa cevap şüphesiz şili'dir...
21-Hiç kasmayın. kaderde varsa olur. her şey kısmet. hayırlısı olsun.
22-Bazı sorularda gizli "paylaş" seçeneği olacak. cemaat'tenseniz yırttınız. sadece onlar görebilecek bunu çünkü.
23-Filli,aspirinli sorular varsa boş bırakın çünkü tahmin ettiğiniz şık doğru cevap değildir
24-Tüm bunları yaptınız ama baktınız olmuyor bırakın o size girsin
25- ve son olarak sınavın saçmalık olduğunu, insanın değerinin sınavla ölçülemeyeceğini, her şeyin iyi gitmesi için sınavı kazanmak gerekmediğini,insanları bu şekilde programlanmış kuklalara döndürdüklerini, gelecekte seveceğin hiçbirşeyi sınavla yapamayacağını, bu sınavları çıkaranların insanlığından şüphe edilesi varlıklar olduğunu,söylemekle beraber. sizleri seviyorum kardeşlerim siz varolun! Siz güzel çocukların bu şekilde üzülmesinin hiçbir anlamı yok!