12 Nisan 2012 Perşembe

Neden Hep En Yakınımızdakileri Üzeriz ...?





İnsan bazen hayatında hiç istemediği şeyleri yapar fakat ben bu hafta çok kötüydüm bütün arkadaşlarımı üzdüm iki haftadır kendimde değilim bu sıralar moralim çok bozuk ve ben moralim bozukken çok kötü oluyorum aynı zaman da bunun üstüne sinirli olmakta eklenince çok kötü istemediğim şeyler yapabiliyorum ....

Ben bile kendime sinir oldum ...

arkadaşlarımı çok seviyorum ben bile kendime katlanamazken arkadaşlarım bana nasıl katlandılar anlamadım . Bu yüzden onları çok seviyorum onlar benim her şeyim .

İnsanlar neden en yakınındakileri hep daha çok üzerler ki bende dahil olma üzere çoğu insan böyledir her zaman en yakınımızdakilere kızarız yada onlarla kavga ederiz.

Bunun cevabını hiç düşündünüz mü ... ben bu sıralar sürekli düşünür oldum
Belki de bizde onların bizi koruduklarını bize kızmayacaklarını bildiğimiz için böyledir ...yada sadece onlara yakın olduğumuz için böyledir..




GEÇEN BİR SİTEDE GÖRDÜĞÜM DOSTLUK İLE İLGİLİ BİR YAZIYI PAYLAŞMAK İSTİYORUM
(alıntıdır)

DOSTLUK
Böylesine soyut bir kavramı nasıl açıklayabilirim? Bir kutu olsa açar içine bakardım. Ama değil ki!
Acaba metre, kilogram ya da başka bir ölçekle ölçebilir miyim dostluğu? Büyüteçle ya da dürbünle baksam görebilir miyim?
Satın almaya kalksam kaç lira isterler? Aklı sömürgeleşmiş kişiler dolar mı isterler, euro mu? Satan var mıdır? Alınan satılan bir şey dostluk olabilir mi?
İnsanların terörle yatıp, krizle kalktıkları, günün yorgunluğunu Irak halkının üstüne atılan bombaları izleyerek (sadece izleyerek) geçiren bir dünyada dostluğun önemini size nasıl anlatırım?
Lütfen söyleyin bana; onu size anlatmak için nasıl bir yöntem kullanmalıyım? Üstelik Orhan Veli “kelimelerin kifayetsizliği”ni söylemişken!..
Acaba dostluk kavramını başka kavramlarla ilişkilendirerek mi anlatsam?
Örneğin, dostluk ve yardımlaşma; “dostum bana yardım eden bir kişidir” desem... Yani benim sömürdüğüm bir kişi, benim işime yaradıkça “dostum” deyip sonra unuttuğum bir kişi! Olabilir mi?
Bu durum dostluğu çıkarcılığa indirgeyip basitleştirmek olmaz mı? Arada sırada ben de ona yardım etsem... Peki bu bir alışveriş olmaz mı?
Öyleyse nasıl anlatayım size?
Yoksa dost, benim sırlarımı ya da dertlerimi depolayan bir sır küpü müdür? Benim kendime saklayamadığım şeyleri taşıyan bir hamal mı?
Dostluk emekle büyüyen bir şey mi? Bankada para biriktirir gibi emekle dostluğu büyütmek “sonra onu bir yerlerde kullanırım” diye öyle mi?
Bunlar benim anladığım anlamda dostluk değil, dostluk olamaz.
Öyleyse nasıl anlatayım size? Dostluğu karşıt anlamlı sözcüklerle mi ilişkilendirsem? Örneğin dostluk ve düşmanlık, kin, nefret, bencillik, ihanet...
Hayır, bunu yapmamalıyım. Bu erdemli kavram bu kötü anlamlı sözcüklerle yan yana gelmemelidir.
Durun , bi dakika….
Yoksa dostluk size hiçbir karşılık beklemeden değer veren, sizi seven, sizin her türlü iyiliğe ulaşmanızı isteyen birisine, hiçbir karşılık beklemeden, değer vermek, sevmek, onun her türlü iyiliğe ulaşmasına yardım etmek olabilir mi acaba?
Gördüğünüz gibi dostluk o kadar büyük ve erdemli bir kavram ki, onu size anlatamadım. Kusuruma bakmayın...
(Ayça Deniz ÇINAR)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder